Coğrafya fark etmeksizin dünyanın her yerinde keyifle tüketilen bir içecek olan kahve, adeta bambaşka kültürlere sahip medeniyetlerin ortak noktası. Tarih boyunca dünyanın her yerinde iz bırakmak isteyen bir gezginmişcesine kıtaları aşan bu lezzetli içeceğin ortaya çıkışı 600 yıl öncesine dayanıyor. İlk olarak Habeşistan’da (Etiyopya) keşfedildiği tahmin edilen kahve, Yemen’e ulaşarak önce Arap yarımadasını daha sonra ise İstanbul’dan geçerek Avrupa’yı etkisi altına almış. Günümüze gelindiğinde ise kahve, geçmişindeki bu meşakkatli yolculuğun hakkını verecek bir üne sahip. En koyu sohbetlerin eşlikçisi, en uzun gecelerin sadık dostu olan bu lezzetli içecek, farklı kültürlere özgü pişirme metotlarıyla soframıza taşınıyor. Kahve çeşitleri arasında en çok tercih edilenlerden biri ise filtre kahve olarak öne çıkıyor. Peki, bu lezzetli içeceğin en sade hallerinden biri olan filtre kahve nasıl yapılır?
Filtre Kahvenin Hazırlanışı
Filtre kahve hazırlamak için tercih edebileceğiniz iki temel yöntem mevcut. Bunlardan birincisi filtre kahve makinesiyle içeceğinizi hazırlamak. Daha fazla emek gerektiren ancak bir o kadar da lezzet vadeden ikinci metot ise kahve presi yani French Press kullanımı. Her iki yöntemde de kahve çekirdeklerinin taze kavrulmuş, kullanacağınız yönteme göre doğru oranda öğütülmüş ve iyi koşullarda saklanmış olması önemli. Filtre kahve makinesinde kahve hazırlamak için makinenizin kullanım kılavuzunu takip etmeniz yeterli. Tercihiniz French Press ise ihtiyacınız olan malzemeler oldukça basit: French Press, filtre kahve ve sıcak su. Ancak bazı ufak detaylara dikkat etmeniz çok daha keyifli bir kahve deneyiminin kapılarını aralayacak.
İlk Adım Suyu Kaynatmak
French Press ile filtre kahve yapmak için ilk adımınız suyu bir kettle veya ocak vasıtasıyla kaynatmak. Suyu kaynatın, ancak kaynar su kullanmayın. Lezzetli bir kahve hazırlamanın en önemli püf noktalarından biri kullanılan suyun sıcaklığında saklı. Kaynattığınız suyu 2 dakika ağzı açık bir şekilde beklettiğinizde su, yaklaşık 90 derecelere düşer. İşte, lezzetli bir filtre kahve için aranan su sıcaklığı tam da bu seviyede! Fincan Başına 1,5 Tatlı Kaşığı Kahve Ekleyin Damaklarda keyifli bir deneyim bırakacak bir filtre kahve hazırlamak istiyorsanız kahve/su oranına da dikkat etmelisiniz. French Press’inize hazırlamak istediğiniz her bir fincan için 1,5 tatlı kaşığı kahve eklemeniz yeterli olacaktır.
Sıcak Su ve Kahvenin Aheste Buluşması
French Press’inizde kahveniz hazır, sıcak suyunuz hazır, artık geriye bu iki sevgiliyi kavuşturmak kaldı. Ancak bu noktada da dikkat etmeniz gereken bir konu var. Sıcak suyu French Press’inize asla bir anda boca etmeyin. Suyu yavaş yavaş kahvenizin üzerine ekleyin. Kahveniz kabarmaya başlarsa ve yüzeyde köpükler oluşursa, işleminize 10-15 saniye ara verin. Sonra kalan sıcak suyu yine yavaş yavaş French Press’inize aktarın.
Demleyin, Süzün ve Afiyet Olsun
Lezzetiyle keyfinize keyif katacak olan filtre kahvenize kavuşmanız için yalnızca iki adım kaldı. Tüm sıcak suyu döktükten sonra kahvenizi French Press''in pistonu yukarıda kalacak şekilde 4 dakikalığına demlenmeye bırakın. Kahveniz demini alınca pistonu tamamen aşağı indirerek süzme işlemine başlayabilirsiniz. Süzme işlemini de acele etmeden yavaş hareketlerle yapmanız çok daha lezzetli bir kahve deneyimine ulaşmanızı sağlayacak. Saymakla bitmeyen kahvenin faydaları bir kenara dursun, bu lezzetli içeceğin damaklarda bıraktığı keyifli deneyim bile tüm dünyada kendisine yer bulan ortak bir kültür haline gelmesi için yeterli oluyor. Özenle hazırlanmış bir filtre kahve, en unutulmaz anların baş köşesinde kendisine güçlü bir yer edinmekten geri kalmıyor.

Uyku Mahmuru Gözlere Veda Edin
Kabul edelim, özellikle sabah erken saatlerde çalışmaya başlayanlar için tamamen uyanmak gerçekten zor bir göreve dönüşebilir. Siz işe gitseniz bile, zihniniz geri planda halen uyku mahmuru olabilir. Kahvenin içerisindeki etken madde olan kafein, uyanıklık artırıcı özelliğiyle bilinir. Haliyle güne başlarken ya da çalışma esnasında içilen bir bardak kahve, uykusuzluk hissinizi gidermeye ve güne daha dinç bir şekilde devam etmenize yardımcı olur. Böylelikle çok daha verimli ve keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Kas Koordinasyonunuzu Artırarak Daha Enerjik Bir Gün Geçirin Kafein, aşırı miktarda tüketilmediği sürece, vücuttaki kas koordinasyonunu da artırmakta etkili bir maddedir. Bu nedenle sporcuların da, sağlık durumları elverdiği sürece, günde bir bardak kahve içmesi tavsiye edilir. Siz de vücudunuzdaki kas koordinasyonunun artması sayesinde daha enerjik bir gün geçirebilir, işten daha fazla verim alabilirsiniz.
İş Arkadaşlarınızla Aranızdaki İletişimi Güçlendirin
Özellikle yoğun geçen bir iş gününde verilen kahve molaları, zihninizi dinlendirebilmek ve sosyalleşmek açısından harika fırsatlardır. Eğer siz de işinizin yoğun temposuna kendinizi kaptırıp mola vermeyi unutuyor ve hem fiziksel hem de zihinsel açıdan yoruluyorsanız, kahve molaları kendinize dinlenmeyi hatırlatmak için ideal zaman aralıkları olabilir. Üstelik iş arkadaşlarınızla bir arada çıktığınız kahve molalarında onlarla aranızdaki iletişimi güçlendirebilir, işin stresinden uzaklaşabilirsiniz.
Ağrılarla Daha Kolay Mücadele Edin
İş hayatının keşmekeşi içinde bir anda başlayan baş, sırt, bel ya da diş ağrıları gerçekten oldukça can sıkıcı olabilir. Elbette farklı rahatsızlıkların belirtisi niteliği taşıyan ya da sakatlıkların habercisi olan ağrılar için bir uzmana başvurmalı ve onun tavsiyeleri çerçevesinde hareket etmelisiniz. Ancak geçici baş ağrıları gibi çalışma temponuzu olumsuz anlamda etkileyebilecek sıkıntılarda, kafeinin ağrı eşiğini yükseltmeye yardımcı etkisinden de söz etmek gerekir. 2004 yılında kahve çekirdeklerinin genom dizilimi üzerine yapılan araştırmada, çekirdekteki bazı protein parçacıklarının sakinleştirici ve analjesik etkileri olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle ölçülü miktarda kahve tüketmenin birçok insan üzerinde ağrı eşiğini yükseltici etkisi olduğundan söz edilebilir.
Kendinizi Daha Mutlu Hissedin
Dilerseniz, bir de 2011 yılında Harvard Üniversitesi kapsamında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göz atalım. 208.424 farklı katılımcıyla yapılan bu araştırmada, kahve tüketen insanların depresyona yakalanma riskinin tüketmeyenlere kıyasla daha az olduğu tespit edildi. Çünkü kahvenin etken maddesi kafeinin bir diğer özelliği, vücuttaki serotonin ve dopamin salgılarını artırmasıdır. Bu sayede ölçülü miktarda kahve tüketerek kendinizi daha iyi ve mutlu hissedebilir, iş hayatınızın daha keyifli geçmesini sağlayabilirsiniz.

Kahve Bahane Sohbet Şahane!
Kahveni tek başına içersen sadece lezzetini alırsın ama arkadaşınla sohbet ederken onunla karşılıklı içersen işte o zaman gerçek tadına varırsın. Kahvenin tadı sohbetle çıkar. Dedikodu yaparken ya da en özel konuları konuşurken beraberinde şöyle kallavi bir kahve içmeyi kim istemez ki? İlk defa Osmanlı Dönemi’nde hayata geçen kahvehanelerin kuruluş nedeni, keyifle sohbet edilecek bir mekânda hep beraber olabilmekti. Mangal ateşinde pişen acı kahveler, en tatlı sohbetlerin mezesi olmayı başardı. Bugün de aynı paylaşımlar devam ediyor. Yeni tarzına kavuşan kahvehaneler, yani kafeler en güzel sohbetlere ev sahipliği yapıyor. “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.” demişler ya, kahve dostlarla birlikte içilirse keyiflidir.
Kahve Hazırlığı: Güne Kahvaltıyla Başlamak
Yeni bir güne başlarken kahvaltı yapmanın önemini bilmeyen yoktur. Peki tüm bunlar kahve için yapılan bir hazırlıksa? Kahvaltı kelimesinin, kahveden önce bir şeyler yemek anlamındaki “kahve altı” sözünden türetilmiş olması, kahvaltının sabah kahvesi için yapılan bir hazırlık süreci olduğunu doğruluyor. Sabah içilen kahve, çabucak toparlanmayı, enerji kazanmayı ve güne hazırlanmayı kolaylaştırır. Hayatın temposunu yakalamak için mis kokulu bir fincan kahve gibisi yoktur.
Neyse Halim Çıksın Falim
Dost meclislerinde yapılan en keyifli konuşmalar kahvesiz olmaz. Merakla kapatılıp, heyecanla bakılan falları da unutmamak lazım. Kahve, gençlerin arkadaşlarıyla buluştukları mekânlarda farklı lezzetler denemekten mutlu oldukları bir keyiftir. Beraber zaman geçirmenin tadına varırken birbirlerine önerdikleri yeni lezzetlerdir. Koşturmalı işlerin, telaşlı alışverişlerin arasına giren küçük bir moladır. Bir fincan kahve, iyi ya da kötü gün sohbetlerinin vazgeçilmez eşlikçisidir.
Bir Yorgunluk Kahvesi İçer misin?
Kahve, sıcak ve soğuk içim şekilleriyle günün en keyifli anlarına eşlik eden harika bir lezzettir. Ders çalışırken uykun gelmesin diye kahve içersin. Başın ağrıdığında hafifletmek için ondan yardım alırsın. Akşam işten eve yorgun dönen babana ya da eşine, yoldan gelen konuklara yorgunluk alsın diye yine bir fincan kahve ikram edersin. Bitkin ve yorgun olduğun anlarda kendine de bir yorgunluk kahvesi yaparsın. Kahve sadece yorgunluğunu almaz. Kendini dinç ve zinde hissetmeni sağlar. Kahve içerek mutlu olursun. Çünkü o da çikolata gibi mutluluk verir. Seni hem rahatlatır hem de stresini azaltır. Bu arada düzenli olarak kahve içersen yaşlılık döneminde Alzheimer riskini azaltırsın.
Kahve Sağlığa Faydalıdır
Brezilyalı araştırmacılara göre kahvenin acıları, ağrıları dindirici ve insanı sakinleştirici etkisi var. Tabii her şeyin fazlası zarar! Bu nedenle kahveyi de aşırıya kaçmadan tüketmelisin. Kahvenin, kalbi koruduğu ve ritim bozukluğunu önlediği hakkında görüşler vardır. Kahve güçlü bir antioksidandır, hücreleri yenilemeye yarar. Araştırmalara göre günde 1 – 3 bardak kahve içen kişilerin içmeyenlere oranla daha az kalp ve beyin rahatsızlığı yaşadığını biliyor muydun? Fiziksel aktivitelerdeki dayanıklılığı artıran kahvenin buram buram gelen o enfes kokusu da çok önemlidir. Bilim insanları, strese sokulmuş farelere kahve kokusu vererek araştırma yapmışlar ve kahvenin strese neden olan protein üzerinde etkili olduğunu görmüşlerdir. İşte, bu nedenle taze kahve kokusu insanları çok mutlu eder. Dumanı üzerinde mis gibi kokan bir fincan kahveye kim hayır diyebilir ki? Kahveyi sadece kendini mutlu etmek için bile içebilirsin.